Türkiye'de XX. yüzyılda üretilen mimarlık, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarının ardından ülkenin farklı toplumsal dinamiklerin etkisi altına girmeye başladığı 1960'lardan itibaren tarihyazımı çalışmalarında yer almaya başlar. Bu öncü çalışmaların belgeledikleri mimarlık üretimini yorumlarken oluşturdukları anlatının, ulus-devletin oluşumunu belirleyici bir çerçeve olarak aldığını ve mimarlık üretimini bu oluşumla hızlanan yenilenme ve modernleşme süreciyle ilişkilendirerek yorumladığını görüyoruz. Bu yazı, bu ilk nesil mimarlık tarihyazımı çalışmalarının yaptığı tanımları ve getirdiği sınırları incelemeye çalışmaktadır. XX. yüzyıl Türkiye mimarlığı üzerine çalışmaların 1980'lerden itibaren artmasıyla, varolan tarihyazımı literatürünün tanımlarını eleştirel bir bakışla değerlendirmeyi ve sınırlarını aşabilmeyi hedefleyen bilgi birikiminin hızla oluşmakta olduğu gözlenmektedir. Bu yazı, yeni çalışmaların sağladığı olanakların gerçekleşebilmesi için, bilinmesi ve korunması hâlâ yaygın bir şekilde gerekli görülmeyen bu dönem mimarlığı hakkındaki literatürün bilgi üretiminin artarak sürdürülmesi gereğini vurgulamaktadır.
ELVAN ALTAN ERGUT