Başka nüshası olmayan arşiv belgeleri durumundaki mezar taşları edebiyat, tarih, sosyoloji gibi başlıca bilim dalları için araştırma konusu olabilirler. Fakat üzerinde taşıdıkları yazı, tezyinat ve mimari üsluplarla alaka kurulabilecek yansımalarla sanat tarihi için gerçekten özel materyaller durumundadırlar. Bununla birlikte kıymetleri nispetinde bulundukları mekan, oturmamış terminoloji, tam belirlenememiş tipoloji vb. sebeplerle çalışılması meşakkatli eserlerdir. Muhafaza altına alınmamış olanları içinse sürekli bir tahribat ve yok olma riski de mevcuttur. Son yıllarda mezar taşı çalışmalarında belirgin bir artış gözlenmektedir. Sadece bu mevzu ile alakalı sempozyumlar, toplantılar düzenlenmektedir. Kitap çalışmaları diğer araştırmaların arasında biraz daha az gözükse de bugün itibarıyla elliyi aşan bir sayıdan bahsedebiliyoruz. Muhtevasına göre birkaç sınıfta mütalaa edebileceğimiz kitapların ekserisi meseleye sanat tarihinin bir tek zaviyesinden bakabilmiş gözüküyor. Maalesef çizim, kitabe okuma, taş işçiliği, mimari bakış, tezyinat ve hat bir arada yürütülememiş durumdadır. Büyük hazireler, geniş alanlar yeterince tafsilatlı ele alınamamaktadır. Bu sebeple daha detaycı, belli noktalara odaklanmış çalışmaların daha faydalı olmasını bekleyebiliriz. Osmanlı’ya nispetle Selçuklulara ait, Türkiye coğrafyasına nazaran Balkanlar’ı ve Mısır’ı içine alan kadim topraklarda yapılan araştırma sayısı çok azdır. Çizim kalitesi ve üç boyutlu hale getirilmesi, mezarın diğer unsurlarıyla mezar taşının irtibatı, kitabe metninden istifadeyle oluşturulabilecek olan şekil-öz ilişkisi, mezarlık haritalarının hazırlanması gibi hususiyetler bundan sonraki araştırmalarda atlanmayacak işlerden olmalıdır.
Ahmet Sacit Açıkgözoğlu