İstanbul'un Tarihsel Topoğrafyası ve Literatür Değerlendirmesi

Tarihin üç önemli imparatorluğuna başkentlik yapmış olan İstanbul şehri, gerek fiziksel gerekse sosyal açıdan özgün ve tümüyle incelenmeye değer bir yapıya sahiptir. Kentin mevcudiyeti boyunca fiziki topoğrafyası ve sosyal topoğrafyası, tarihsel topoğrafyanın oluşumunda başlıca etmenler olmuşlardır. Bu eşsiz topoğrafyasının sunduğu dinamik yapı, tarihin farklı dönemleri boyunca farklı biçim ve boyutlarla gerçekleşen şehirleşmeye de yansımış, büyük ölçüde belirleyici olmuştur. Bu özel şehrin, toplumsal ve fiziksel katmanların birlikteliğiyle oluşan yapısı incelenirken açıklığa kavuşturulması gereken ilk konu, bu yapının temelini ve şehrin zeminini oluşturan zengin coğrafi özelliklerdir. Şehirlerin gelişimiyle beraber insan eliyle şekillenen mekan ve mekana yapılan müdahaleler, şehrin fiziksel yapısına eklemlenmektedir. Başka bir deyişle şehrin yapısına, toplumun kimliğinin ve o mekan üzerinde gerçekleşen toplumsal yaşamın izlerini katmaktadır. Şehrin sosyal topoğrafyası ise farklı medeniyetlerin İstanbul’u kendilerine fiziki mekan olarak seçmelerinden doğmuş ve gelişmiştir. Farklı dinlere mensup medeniyetler kendi yaşam biçimlerine ve yaşam alışkanlıklarına uygun olarak fiziki mekanı şekillendirmişlerdir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde tarihsel topoğrafyanın fiziki ve sosyal topoğrafyanın sentez ürünü olduğunu söylemek doğru bir yaklaşım olmaktadır. Farklı meslek gruplarına mensup bilim insanları İstanbul kent tarihi ve tarihsel topoğrafyası üzerine çalışmalar ortaya koymuşlardır. Bu çalışmaların oluşturulması kenti anlamak, kentin gelişimini tanımlayabilmek, kent belleğinde nelerin olduğunu tekrardan görebilmek, kente bundan sonra yapılacak müdahalelerin rasyonelliğini sınamak ve en önemlisi kentli bilincini geliştirmek adına oldukça önemlidir. Bu çalışma İstanbul’un kent tarihi, gelişim süreci, mimarisi, tarihi semtleri, geçirdiği önemli dönemleri ve tarihsel dönüm noktaları üzerine yazılmış pek çok kaynaktan yararlanılarak üretilmiştir. Bu bağlamda bu çalışma, tarihsel katmanlar ve şehrin yapısal öğelerinin paralel bir biçimde birbirini beslemesi ile örülmüş, farklı eserlerin ortaya koydukları ve literatüre kazandırdıkları ile beslenmiş, kent tarihine ve fiziki mekanın oluşumunda etkili olan sosyal yapılanmaya da göndermeler yaparak son şeklini almıştır.

MEHMET KARAKUYU

Bu alana yorumlarınızı ve katkılarınızı yazınız

Yorum yapmak için giriş yapınız