İstanbul Müzeleri Literatürü

Osmanlı Devleti’nde XIX. asrın ortalarında başlayan müze ve müzecilik çalışmalarının merkezi İstanbul’dur. Önceleri başkent olmanın yanında ticaret, sanat ve kültür merkezi olması, sonrasında ise bu ayrıcalığını devam ettirmesi, onun hep en ön planda yer almasını sağlamıştır. Fethi Ahmet Paşa ile Osman Hamdi Bey bu işin çilesini çeken ve zevkini duyan ilk müzecilerimizdir. İstanbul Arkeoloji Müzeler Müdürlüğü ile Askeri Müze ilk müzelerimiz olmuş, bunu Türk ve İslâm Eserleri Müzesi takip etmiştir. Bilhassa İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde, Osman Hamdi Bey’in yüksek gayretleri ile çok kıymetli eserler kaleme alınmıştır. Bu minvalde, 1925 yılında kurulan Topkapı Sarayı Müzesi’nin kıymetli müdürü Tahsin Öz’ün gayretleri de unutulmamalıdır. Ayasofya, Topkapı Sarayı’ndan sonra en fazla ilgi ve ziyaretçiyi kabul eden mekandır. TBMM Milli Saraylar’a bağlı müzelerden Dolmabahçe ve Beylerbeyi sarayları en değerli olanlarıdır. Dolayısıyla makalemizin esas ve uzun unsurlarını adı geçen müzeler oluşturmuştur. İstanbul Arkeoloji Müzeleri binası, ülkemizde inşa edilen ilk müze binasıdır. Birçok önemli müzemiz eski saray binalarında yer aldığından, müze-saray değerlendirmesi sebebiyle, bu tarihî yapılar hakkında malumat verme ihtiyacı doğdu. Özel müzeler İstanbul’da 1980 yılıyla beraber kurulmaya başlanmıştır. İlki ise Sad- berk Hanım Müzesi’dir. Büyük özel müzeler yurtiçinde ve yurtdışında yaptıkları sergilerle ön plana çıkmaktadır. Bu itibarla yayımladıkları sergi katalogları onların en önemli tanıtıcı eserleridir.

HAYRULLAH CENGİZ

Bu alana yorumlarınızı ve katkılarınızı yazınız

Yorum yapmak için giriş yapınız