Özet Osmanlı Devleti, sınırları içerisinde XVIII. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan Vehhâbilerle iki asra yakın bir süre mücadele etmiştir. Bu süreçte iki kez kendi yönetimlerini oluşturan Vehhâbiler XX. yüzyılın başlarında Suûdî Arabistan Krallığını kurarak üçüncü kez devlet kurmuşlardır. Vehhâbilik Osmanlı hâkimiyet alanında doğması ve gelişmesi sebebiyle doğal olarak Osmanlı dönemi kaynaklarının konusu olmuştur. Vehhâbilik üzerine yapılan çalışmalarda Osmanlı dönemi kaynaklarından ziyade batılı seyyah ve yazarları ile Vehhâbilerin kaynaklarının ön plana çıkması sebebiyle, bu çalışmada Osmanlı Vehhâbilik literatürünü belirlemeyi, tasnif etmeyi ve bu literatürü tanıtmayı amaçladık. Çalışmamızda Vehhâbilik ile Osmanlı Devleti'nin birbirleriyle irtibatının anlaşılabilmesi için öncelikle Muhammed b. Abdilvehhâb ve Vehhâbilik hakkında özet bilgi verdik. Ardından Osmanlı dönemi Vehhâbilik literatürünü arşiv kaynakları, tarih kaynakları ve diğer kaynaklar başlıklarıyla tasnif ederek literatürü tanıtıp, Vehhâbiliğin hangi kaynakta nasıl ele alındığını belirttik. Son olarak Osmanlı dönemi literatürünün genel özelliklerinden bahsettik. Buna göre Osmanlı dönemi Vehhâbilik literatürünün ana kaynağını arşiv belgeleri, diğer kaynaklarını ise tarih kitapları ve makale, risale, kitaplar oluşturmaktadır. Vehhâbiliğin ortaya çıktığı ilk yıllardaki kaynaklar fazla bilgi içermemektedir. Vehhâbilik probleminin artması ve hareketin devlet merkezini daha çok meşgul etmesiyle beraber literatürde Vehhâbilikten daha çok bahsedilmiştir. Ancak Vehhâbiliğin dinî arka planından çok tarihî arka planı kaynakların konusu olmuştur. Vehhâbilerin inanç ve buna bağlı uygulamalarından ayrıntılı olarak bahsedilmemiştir. Bu sebeple Vehhâbilik araştırmacılarının Vehhâbiliğin görüşleri için hareketin kendi kaynaklarına başvurmaları elzem görünmektedir. Diğer taraftan konu ile ilgili arşiv belgelerinin bir kısmına ulaşılmış olsa da belgeler eksiktir. İmkânlar çerçevesinde arşiv belgeleri üzerinde yeni araştırmalar yapılmalı, müstakil çalışmalar yayımlanmalıdır.
RİFAT TÜRKEL