Hüsrev ü Şirin ve Hüsn ü Aşk; Eski Türk Edebiyatı'nın mesnevi nazım şekliyle kaleme alınan iki ayrı mesnevisidir. Bu eserlerin, edebiyatımızda mesnevi nazım şeklinin tekâmülünü göstermesi bakımından ayrı bir önem arz ettiği söylenebilir. Konusunu Genceli Nizamî'nin aynı adlı eserinden alan Hüsrev ü Şirin mesnevisi, değişik zamanlarda birçok şair tarafından işlenmiştir. Mesnevi, bazen hikâye kişilerinden Ferhad'ın ön plana çıkartılması nedeniyle Ferhad ü Şirin yahut Ferhadnâme isimleriyle de nazma çekilmiştir. Konu ve olay örgüsü itibarıyla Farsça örnekleri takip eden Hüsrev ü Şirin mesnevileri, ancak söylenişleri bağlamında bir orijinaliteye sahip olabilmişlerdir. Öte taraftan Genceli Nizamî'yi örnek alan Türk mesneviciliğine son veren Hüsn ü Aşk ise, hem konu hem de söyleniş bakımından eşsiz bir özellik arz eder. Kendilerine has daha pek çok özellikleri nedeniyle, bu mesneviler birçok değerli araştırmaya konu olmuştur. Bu yazıda mesneviler kısaca tanıtıldıktan sonra onlar üzerine yapılan çalışmaların birer bibliyografyası verilmeye çalışılmıştır.
AHMET DOĞAN