İslamiyet’in kabulünden sonra gelişen Türk Edebiyatının ana kollarından biri olan Türk Tasavvuf Edebiyatına, müstakil bir disiplin olarak henüz üniversitelerde yer verilmemekte, Halk Edebiyatı ya da Eski Türk Edebiyatı içerisinde bu edebiyatın temsilcileri ve eserleri tanıtılmaya çalışılmaktadır. Aslında Osmanlı dönemi tezkirelerinde de bu edebiyatın temsilcileri olan mutasavvıf şair ve yazarlara pek yer verilmemiştir. Son yıllarda bu alanda akademik çalışmaların arttığı görülmektedir. Ancak diğer edebiyat disiplinleriyle karşılaştırıldığında Türk Tasavvuf Edebiyatı’nda yapılan çalışmaların yetersiz olduğu görülmektedir. Bu yazımızda biz yalnız bu sahanın literatürüyle değil adlandırılması, Türk edebiyatı içerisindeki yeri, teşekkülü, gelişmesi ve ilk temsilcileri hakkında özel bilgi vermeye çalıştık. Ayrıca sonuç bölümünde Türk Tasavvuf Edebiyatı literatürüyle ilgili tespit ve değerlendirmelerimizi belirttik.
AZMİ BİLGİN