İslam medeniyetinde, başta siyasî otorite olmak üzere pek çok değişkeni dikkate almakla birlikte, daha çok ilim kamuoyunun (ulema) belirlediği bir müfredat anlayışından söz edilebilir. Aslında İslam medeniyetinde medreselerdeki müfredat büyük oranda siyaset ile ilimin, ferman ile fetvanın uzlaşmasına dayanmaktadır. Bu çerçevede İslam medeniyetinin doğal bir devamı olan Osmanlı döneminde de medreselerin devlet tarafından ana hatları belirlenen, süreç içerisinde de gözden geçirilen, gevşek bir müfredatının bulunduğu söylenebilir. Bu özellikleri haiz Osmanlı müfredat programlarının tahlili, her şeyden önce bu konuda bilgi veren eski ve yeni çalışmaların birlikte ele alınmasını zorunlu kılar: Telif eserlerden şerhlere, haşiyelere; otobiyografilerden seyahatnamelere; icazetnamelerden vakfiyelere; müfredat üzerine kaleme alınmış kaynakların incelenmesi gerekir. Ancak tüm bu çalışmalarda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, klasik çerçevenin kendi döneminin bilgi anlayışı içerisinde kalınarak idrak edilmesidir.
ŞÜKRAN FAZLIOĞLU