Türkiye’de sanat tarihinin bir bilim dalı olarak ele alınması, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi bünyesinde, ayrı bir dal olarak sanat tarihi eğitiminin 1943 yılında gerçekleştirilmesiyle olmuştur. Bu tarihten önce de sanat tarihi alanında, ilkleri barındıran çalışmalarıyla önemli isimler yayınlar yapmış, çalışmalarla sanat tarihinin farklı alanlarını ele almışlardır. Bu isimler arasında Celâl Esad Arseven (1875-1971), Rıfkı Melûl Meriç (1901-1964) ilk akla gelen isimlerdir. Bu kişileri, sanat felsefesi, resim sanatı alanlarındaki inceleme ve araştırmalarıyla sanat tarihi yazımına önemli katkıları olan Suut Kemal Yetkin (1903-1980), “Türkiye’de Modern sanat tarihinin kurucusu” olarak nitelendirilen Mazhar Şevket İpşiroğlu (1908-1985) izlemektedir. Ülkemizde yaklaşık 65 yıllık bir geçmişe sahip olan bu bilim dalının yaşayan iki önemli ismi, Oktay Aslanapa (1914 -) ve Semavi Eyice (1923 -) Türkiye’de sanat tarihi denilince ilk akla gelen bilim adamlarıdır. Her iki araştırmacı, sanat tarihinin bir bilim dalı olarak yerleşmesinde çaba harcamalarının yanı sıra bu alandaki isimlerin yetişmesinde de emek harcamış öncü alimlerdir.
Nurcan Yazıcı