?

Türkiye'de İslami İlimler üst başlığıyla bu alanda yapılan çalışmaların hâsılasını ortaya koymayı hedefleyen serimize Kelâm ve Mezhepler Tarihi sayıları ile devam ediyoruz. Daha önce Tefsir ve Kur'an İlimleri'ni iki cilt, Hadis konulu sayıyı tek cilt, Fıkıh sayılarını ise Osmanlı Dönemi I-II, Cumhuriyet Dönemi I-II olmak üzere dört cilt halinde yayınlamıştık. Şimdi İslami İlimler sahasının diğer önemli bir ayağı olan ve üç cilt halinde hazırladığımız Kelâm ve Mezhepler Tarihi sayılarıyla karşınızdayız. Serinin son halkasını hâlihazırda çalışmaları sürdürülen ve yine Türkiye'de İslami İlimler üst başlığıyla yayınlanacak olan Tasavvuf başlıklı sayılar oluşturacak. Bu seride Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Türkiye'sinde yapılan İslami İlimler çalışmalarının bir envanterinin çıkarılması, bu alanı genel olarak tanımlayabilmek için mevcut çalışmaların değerlendirilmesi, henüz araştırmacıların yeteri kadar ilgisini çekmemiş kaynak ve temaların gündeme getirilmesi ve bu alana katkıda bulunmuş belli başlı kurumsal ve kişisel gayretlerin ortaya konulması amaçlanmaktadır.

Kelâm sayılarının elinizdeki bu ikinci cildi, Osmanlı medrese geleneğinde kelâm eğitiminin yerini inceleyen bir çerçeve yazı ile başlamakta ardından eser ve literatür tanıtımına geçmektedir. Bu doğrultuda Ömer Nesefî'nin el-Akâ'idü'n-Nesefiyye, Adududdin el-Îcî'nin el-Akâ'idü'l-Adudiyye, Kâdî Beydâvî'nin Tavâliu'l-Envâr, Senûsî'nin Ümmü'l-Berâhîn, İbn Hümmâm'ın Müsâyere, Lekânî'nin Cevheretü't-Tevhîd, Nasîruddîn et-Tûsî'nin Tecrîdu'l i'tikâd ve Ebû Hanîfe'nin Akāid Risâleleri incelenmekte ve bu eserler üzerine oluşan şerh ve haşiye literatürüne yer verilmektedir. Bu ciltte Osmanlı'da Tehâfüt geleneğini oluşturan eserler, halk itikadını etkileyen önemli ilmihâl ve akâid eserleri ve ilaveten manzum akaid risaleleri de tanıtılmıştır. Cürcânî'nin Şerhu'l-Mevâkıf'ı, Teftâzânî'nin Şerhu'l-Makâsıd'ı ve Taşköprîzade Ahmed Efendi'nin el-Meâlim fî İlmi'l-Kelâm'ı ise bu sayıda Osmanlı düşüncesi içindeki yerine ve etkisine dair bilgi verilen eserler içinde yer almıştır. Bu ciltlerde yer alan makalelerin bir kısmı doğrudan yazma eser kütüphanelerinde yapılan araştırmalara, Osmanlı dönemine ait yazma veya matbu şekildeki klasik kaynaklar üzerinde yapılan çalışmalara bir kısmı da bu geleneği keşfetmeye imkan veren ikincil literatüre dayanmaktadır. Kanaatimizce bu çalışmalar, Osmanlı kelâmı araştırmalarına dair genel haritanın çıkarılması yolunda büyük bir katkı sağlayacaktır. Bununla birlikte ümit verici tüm çalışmalara rağmen Osmanlı kelâmına dair henüz tam bir envanterin bile çıkarılamadığını belirtmek gerekir.

Elinizdeki Türkiye'de İslami İlimler: Kelâm ve Mezhepler Tarihi II sayısının ilk makalesini Osman Demirci "Osmanlı'da Kelâm Eğitimi Üzerine" başlığıyla kaleme aldı. Demirci, makalesinde Osmanlı medreselerinin eğitim anlayışını belirleyen ilmî zemin ile Osmanlı öncesinde ve Osmanlı medrese müfredatında kelâm ilminin konumu üzerinde durdu. Muhammet Ali Koca sayının "el-Akâ'idü'n-Nesefiyye ve el-Akâ'idü'l-Adudiyye Örneğinde Osmanlı'da Akaid Risaleleri: Problemler, Özellikler ve Literatür" başlığını taşıyan ikinci makalesinde akaid risalelerin genel özelliklerini başlıkta adı geçen iki eser özelinde ele almakta ve bu merkezde gelişen şerh ve haşiye literatürünü ortaya koymaktadır. Hilmi Karaağaç "Osmanlı'dan Bugüne Manzûm Akâid Risâleleri" başlıklı yazısında Osmanlı'dan günümüze telif edilen ve kütüphanelerimizde bulunan manzûm eserleri tespit ederek, müellifleri ve muhtevası hakkında bilgiler verdi. "Osmanlı'da Tavâliu'l-Envâr Literatürü" başlıklı yazısında Vezir Harman, felsefî kelâmı temsil eden en önemli muhtasar eserlerden olan Beyzavî'nin Tavâliu'l-Envâr'ını tanıtarak Osmanlı ilmî çevrelerindeki yerine işaret etti ve hakkında oluşan literatürü ortaya koydu. Harman bu sayıdaki "Osmanlı Döneminde Felsefî Tartışmalardan Arındırılmış Önemli Kelâm Metinleri" başlıklı ikinci yazısında ise Senûsî'nin Ümmü'l-Berâhîn, İbnü'l-Hümâm'ın Müsâyere ve İbrahim Lekânî'nin Cevheretü't-Tevhîd'ini yazarları ve şerhleriyle birlikte tanıtmaktadır. Abdullah Demir "Osmanlı Âlimlerinin Ebû Hanîfe'nin Akāid Risâlelerini Konu Edinen Eserleri" başlıklı yazısında Ebû Hanîfe'nin el-Fıkhü'lekber, el-Fıkhü'l-ebsat, el-Âlim ve'l-müte'allim, el-Vasiyye ve er-Risâle'si ile ilgili Osmanlı Türkiye'sinde (699/1300-1341/1922) telif edilen eserleri, şerh ve hâşiye türündeki çalışmaları değerlendirdi. Salih Günaydın "Nasîruddîn et-Tûsî'nin Tecrîdu'l-i'tikâd'ı Üzerine Oluşan Şerh-Hâşiye Literatürü: Türkiye Yazma Eser Kütüphanelerinden Bir Bakış" adlı makalesinde Tecrîd'in bir klasik haline gelmesi, üzerine oluşan literatürün mahiyeti ve gelişimi, medrese müfredatından çıkarılarak ikinci plana düşmesi gibi hususlara değinmesinin yanında Türkiye yazma eser kütüphanelerindeki nüshalarına da işaret etmek suretiyle, hakkındaki literatürün dökümünü vermektedir. Ömer Faruk Erdoğan'ın "Osmanlı'da Kelâm-Felsefe İlişkisi ve Tehâfüt Geleneği" başlığını taşıyan yazısı Gazzâlî ile başlayan ve kelâm-felsefe tartışmalarının bir neticesi olarak ortaya çıkan Tehâfüt geleneğinin geçirdiği evreleri ve ortaya çıkardığı literatürü ele almaktadır. Hatice K. Arpaguş "Osmanlı Geleneksel İslâm'ının Temel Kaynakları: İlmihâl ve Akâid Eserleri" başlıklı çalışmasında Osmanlı döneminde okulların açılmasına paralel ortaya çıkan ilmihal ve akaid eserlerinin dökümünü kavramsal ve tarihsel alt yapısına atıfla ortaya koyarak tasnif etmektedir. Ömer Türker kelâm ilminde on üçüncü yüzyıl ve sonrasında gelişen Râzîci geleneğin son büyük klasiği olarak nitelediği Şerhu'l-Mevâkıf adlı eseri tanıttı ve değerlendirmelerde bulundu. Fatih İbiş ise felsefi kelâm literatürünün ilk akla gelen örnekleri arasında yer alan ve Râzî çizgisi üzere gelişen kelâm geleneğinin ilk göze çarpan isimlerinden Teftâzânî'nin Şerhu'l- Makâsıd adlı eserini inceledi. Sayının son yazısında Ahmet Süruri, Taşköprîzade Ahmed Efendi’nin klasik bir kelâm metni olan el-Meâlim fî İlmi'l-Kelâm adlı eserini değerlendirdi.

Türkiye'deki kelâm çalışmalarını konu edinen bu sayıların söyleşileri Prof. Dr. İlyas Çelebi, Prof. Dr. Şerafettin Gölcük ve Prof. Dr. Ethem Ruhi Fığlalı gibi sahanın öncü isimleriyle gerçekleştirildi. Söyleşilerde değerli hocalarımızın akademik çalışmalarının seyrini, Türkiye'deki ve dünyadaki kelâm çalışmaları üzerine düşüncelerini, kazanımlar, sorunlar ve öneriler çerçevesinde bugünkü ve gelecekteki kelâm çalışmalarının gidişatı üzerine görüşlerini bulacaksınız. Elinizdeki Türkiye'de İslami İlimler: Kelâm ve Mezhepler Tarihi II sayısında Prof. Dr. Şerafettin Gölcük ile yapılan söyleşiyi okuyabilirsiniz.

Derginin son kısmında ise Türkiye araştırmaları üzerine Temmuz 2016 - Aralık 2016 tarihleri arasında yayınlanan dergi ve makalelerin içeriklerini toplu halde görebileceğiniz bir ek bulacaksınız.

Türkiye'de İslami İlimler: Kelâm ve Mezhepler Tarihi sayılarında çeşitli nedenlerden ötürü yer verilemeyen, ancak kelâm ve mezhepler literatürü çerçevesinde zikredilmesi gereken bazı alanlar, türler ve eserler de vardır. Bu makaleler en başta henüz sayının planlama aşamasında gündeme alındı ve ilgili müelliflere siparişleri yapıldı ancak çeşitli sebeplerden dolayı süreç neticelenip yazılar sayıya dahil edilemedi. En azından planladığımız muhtevanın kapsamını göstermesi ve ileriki çalışmalara ışık tutması bakımından yazıların başlıklarını zikretmenin faydalı olacağını düşünüyoruz: Osmanlıda Vahdet-i Vücud Eleştirileri, Osmanlıda Heterodoksi Literatürü, Yurtdışında Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Kelâmı Çalışmaları, Darülfünun İlahiyat Fakültesinde Kelâm Eğitimi, Osmanlı ve Maturîdîlik, Osmanlı'da Semiyyat Literatürü, Yeni İlmi Kelâm Dönemi Ruhçuluk ve Maddecilik Eleştirileri, Osmanlıda Esma-i Hüsnâ Literatürü, Cumhuriyet Türkiyesinde Şia Üzerine Yapılan Çalışmalar, Osmanlı'da Kelâm Tercümeleri, Osmanlı'da Gazzali Literatürü, Osmanlı'dan Cumhuriyete Alevîlik Dışında Gayr-i Sünni Mezhepler Üzerine Yapılan Çalışmalar, Osmanlı'dan Cumhuriyete Alevilik Çalışmaları, Osmanlı'da Fırkayı Nâciye Literatürü, Osmanlı'da Şiilik, Kızılbaşlık ve Rafizilik Karşıtı Metinler, Osmanlı'da Ehl-i Kitap Eleştirileri ve Osmanlının Son Döneminde Mutezile Eleştirileri.

Şüphesiz Osmanlı kelâmı üzerinde yapılacak her çalışmayı bekleyen ilk sorun bu alanda mevcut olan envanterin çıkarılması düzeyinde görülen ciddi araştırma eksikliği ve bunu başarma iddiasına sahip akademik ilgi ve birikimdir. Son yıllarda bu alana dair ilgi artsa da hala araştırma yöntemi ve üslûbuna dair yeterli sayıda öncü örnekler ortaya çıkmamıştır. Türkiye'deki yazma eserlerin kataloglama ve dijitalleştirilmesinde arzu edilen gelişmelerin ancak son yıllarda başlamasının da bunda etkili olduğunu unutmamak gerekir. Osmanlı kelâmına dair genel makalelerin yokluğu yanısıra önemli eserler veren kelâmcılara, şerh ve haşiye gelenekleri oluşturan eserlere, önemli tartışma konularına (mesâil) ve kelâmcıların gündemine dair çalışmalar da yapılamamıştır. Elinizdeki bu çalışma her türlü eksikliğine rağmen mevcut durumun görece bir resmini vermekte, eksikleri göstermekte ve yapılacak çalışmalara ışık tutmaktadır.

Bu sayının çıkmasını sağlayan yazarlara, hakemlere, ajans görevlilerine, yayın ve danışma kuruluna teşekkürlerimizi sunuyoruz. Kelâm ve Mezhepler Tarihi sayılarının hazırlanmasında baştan sona gösterdiği gayretten ötürü sayı editörü Doç. Dr. Osman Demir'e bilhassa teşekkür ederiz.

Türkiye’de İslami İlimler serisinin Kelâm ve Mezhepler Tarihi III sayısında görüşmek üzere

Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi

 



Bu alana yorumlarınızı ve katkılarınızı yazınız

Yorum yapmak için giriş yapınız