Erken modern Osmanlı tarihyazımı literatürü, 1980’lerin başından itibaren arşiv belgelerinin yanı sıra, anlatı kaynaklarına yönelik artan ilginin sonucu dikkate değer bir genişlemeye tanık olmuştur. Özellikle son yirmi yılda, yeni kaynakların ve metodolojilerin kullanılmaya başlanmasıyla erken modern tarih yazımının daha önce gözden kaçan özelliklerinin ve dinamiklerinin incelenmesi mümkün hale gelmiştir. Bu değerlendirme yazısı, erken modern Osmanlı tarihyazımı araştırmalarındaki yeni yönelimlerin izlerinin özellikle iki araştırma temasında kendini gösterdiğini iddia etmektedir. İlk olarak; literatür, tarih yazımının dar bir biçimde tanımlanmış siyasi işlevine yapılan vurgudan, amaçların, faillerin ve mesajların çokluğunun kabulüne doğru bir kayma geçirdi. Sanat tarihi alanındaki çalışmalar, tarihyazımı kaynakları repertuarını metinsel materyallerin ötesinde genişleterek ve eserlerin yazarları ve okuyucuları hakkında yeni sorular üreterek bu dönüşüme katkıda bulunmuştur. İkincisi, on yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda yazılmış tarih metinlerini ele alan son çalışmalar, geleneksel tarihçi ve tarih eseri kategorilerini yeniden düşünmemizi sağlamıştır. Ne bürokratik ne de ilmî hiyerarşinin bir parçası olan tarihçiler üzerine yapılan çalışmalarla, marjinalleştirilmiş sesler Osmanlı tarihyazımı incelemesine entegre edilmiştir. Alandaki umut verici gelişmelere rağmen erken modern Osmanlı tarih yazımının teorik boyutları ve kültürler arası bağlantıları hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Şaban AĞALAR